22 Aralık 2013 Pazar


Yine soruyor Çağan Irmak son filmi '' TAMAM MIYIZ? '' da kendimize sorduğumuz tüm soruları...Bazen soramadığımız soruları da soruyor tabii! Örneğin; daha film başlamadan, hiç hazır değilken tak diye geliyor ilk soru. Hatta anlamadım bile ne olduğunu. ''Dur Çağan Bey bir dakika! Henüz film başlamadı! '' diyecektim ki ilk sahnede kaldı aklım hem de sorunun cevabını vermeye çalışırken.



Soru mu neydi ? ''SEN KİMİNLE TAMAMSIN? '' Evet gerçekten biz kiminle tamamız veya Kim, Ne olmadan yarım kalırız? Ama film başladı artık, sonra yanıtlarım soruyu diyerek daldım filmin içine. Sanki tanıdık bir sahneydi ilk sahne hem de çok tanıdık. Hani bizi bizden alan O Issız Adam yok muydu? Aynı taş duvarlı eski bir Galata evi ve yarı çıplak uyanan yakışıklı bir erkek...Filmin kime ait olduğunu bilmeseydim yine Çağan Irmak derdim ben...


Yine senaryosunu kendi yazmış, yine duygusal. Yine altını çizmiş, yine vurgulamış herkes olmayı, herkesleşmeyi ve herkes gibi aynı hayatları yaşamayı ya da farklı olabilmeyi, farklılaşmayı. Ancak aynı gibi duran ama farklı bir Çağan Irmak filmi var sahnede. Yani benzer bir anlatımla, kendi kelimeleriyle değişik bir yoldan anlatmış bu kez!

Nasıl tam olunur, nasıl tamamlanır bir insan ve yarım kalmak nedir onu anlatmış! Hem de ağlatmadan, içini acıtmaya çalışmadan. Ancak; içim acımadı mı? İçime dokunmadı mı? Acıdı hem de çok. Aras Bulut İynemli'nin bedensel engelli İhsan'ı canlandırdığı rol öyle gerçek, öyle doğal ki; mimikleri, yarısını kullandığı beden dili öyle konuşuyor ki; kim yarım kim tam, hangimiz bütünüz karar veremiyorsunuz. 

Issız Adam'da filmin sonunda başrolüne tokat attırmıştı Çağan Irmak. Hani sanki bize atılan bir tokattı da kendimize gelememiştik eve gelinceye kadar. Şimdi ise başrolde Deniz Celiloğlu'nun oynadığı Temmuz'a atıldı tokat. Yani bu işi başında yaptı belki de aklımız başka yerlere kaymasın diye. Ama esas hikaye burada başladı. Aslında hikaye değildi, gerçekti, bizi bize sorgulattı '' Tamam mı? '' diyerek...


Filmin içindeki  şarkılar piyasayı sallayacak türden değil ama yine sizi bir yerlere götürüyor. Yine müzik ile hüzünlendirmeyi tercih etmiş. Benim de çok sevdiğim Galata sokaklarında yürütmüş Temmuz'u. İlk şarkının bir yerinde
 '' Söylenmemiş sözler...'' diyor evet yine söylemeden anlatmaya çalışıyor aile, anne, baba, kadın ve oğul olabilme değerlerini. İki ayrı rol model anneden bahsediyor ve iki anne de rolünün başarı ile oynamış. Temmuz'un, dominant, varlıklı ama oğluna değer veren annesini oynayan Sumru Yavrucuk ile İhsan'ın gariban, kocası tarafından ezilen ama kuvvetli yaşam enerjisi ile oğluna düşkün annesi rolündeki Zuhal Gencer Erkaya elele verip ailede anne modelinin önemini erkek, kadın, evlilik üçgeninde çok güzel anlatmışlar. Filmin sonunda bir kez daha inandım (Bunu hep savunmuşumdur!) Çocuk aslında annenindir, öncelikle anneye aittir ! Şartlar, imkanlar ne olursa olsun! 



Aşağıdaki sahnede ise tercihlerimiz ile bütün olabilmenin, tamamlanabilmenin hazzını yaşatıyor seyirciye Çağan Irmak...

                             

Filmi seyretmeyenler için konusunu da, ayrıntılarını da yazmak istemedim çok fazla. Finalde ise beni hüsrana uğratmadı diyebilirim. Yine aldı götürdü, düşündürdü ve geri getirdi. Eğer sonu basit derseniz derim ki '' Neden zorlaştırıyoruz, zaten basit yaşamalıyız, basit algılamalıyız ! '' Yok '' Çok Pollyanna olmuş'' diye düşünürseniz '' Keşke hepimiz Pollyanna olabilsek, kolay mı olabilmek? '' derim...

Her şeye TAMAM da, TAMAM olmayan birşeyler var mı sevgili Çağan Irmak? Var! Var, ama biliyorum onu da sen yok edemezsin. Yine de İhsan'ın annesine atılan dayak, kadına(insana) şiddet var olmasın artık! Kadının halen toplumsal gerçeği olsa da sıradanlaşmasın, olağanlaşmasın, doğal gelmesin bu sorun artık...

Eline, senaryona sağlık. Teşekkürler Aralık ayında bize sempatik, değerleri kuvvetli, seçimlerinde irade sahibi Temmuz'u seyrettirdiğin için. İçimi ısıttığın için teşekkürler. Yarım insan ile tam insanın ne anlama geldiğini hatırlattığın için teşekkürler...

Ha unutuyordum! Bir de Prensesi oynattığın ve onun dostluğunu seyirciye hissettirdiğin için teşekkürler...


NOT: Yazımı yayınladıktan sonra Çağan Bey'den gelen bu yorum beni gerçekten keyiflendirdi. Hassasiyeti ve samimi yorumu için de teşekkür ederim...




Keyif Dolu Günleriniz Olsun...






Etiketler: , , , , , , , , , , , , ,

4 yorum:

  1. Petekcim Çağan Irmak'ın eline seninde yüreğine sağlık. Ne güzel anlatmışsın, içten ve samimi duygularını paylaşmışsın. Çağan Irmak benim de çok beğendiğim yönetmenlerden ama beni hep ağlatıyor :)) Issız Adam'ı kaç kez seyrettim ve her defasında ilk kez seyrediyormuşum gibi ağladım tahmin edemezsin. Bu arada ıssız Adam Kek'im de favorilerimden dir. Ben de bıraktığı güzel hislere bu kek tarifi de hoş bir anı olarak eşlik ediyor :)
    Filmi mutlaka görmek istiyorum. İlk fırsatta da, umarım karşılıklı olur, seninle doyasıya tartışmak isterim. En sevdiğim şeydir beğendiğim filmlerin, benim gözümden görebilen dostlarımla kritiğini yapmak.
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu tür göreceli konular hassastır. Olumlu olduğu kadar olumsuz eleştirileri de var. Ben o ilk sahnedeki soru ile etkilendim ve film boyu onu o ruhla seyrettim. Issız Adam çok farklıydı, tamam ama...Haaa kek de canım çekti bak, dur birarar yapayım ben de seni düşüneyim yerken. ''Juliette severmiş!'' diyeyim...

      Sil
  2. Çok güzel anlatmışsın film hakkındaki duygularını. Çağan Irmak filmleri hep ağlatır beni. Eminim bu filmde de duygusal anlar çoktur. Fırsat bulursam seytemek isterim ben de. Bir de ne güzel yazmışsın '' Keşke hepimiz Pollyanna olabilsek, kolay mı olabilmek? ''.
    Sevgiler ve Selamlar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet haklısın duygulandım çünkü Başak'cım. İÇİME DOKUNDU O İLK SORU.Pollanna olmak ise itiraf edeyim hiç de kolay bir şey değil. Halbuki belirli bir yaşa kadar o benim için herşeyi olumlu düşünen bir masal kahramanı idi. Büyüdüm ve anladım ki o zorun,sıkıntının,karanlığın içinden pembe görebilmeyi kastediyormuş. Aman ne zor birşey dedim. Şimdi anlıyorum ve öğreniyorum onu !!! Teşekkürler ziyaretin için...

      Sil

Eger yorum yapamıyorsanız, aşağıda "Yorumlama Biçimi" nin yanındaki küçük ok a tıklayarak anonime gelin.Yorumunuzu tekrar gönderin.