31 Ağustos 2014 Pazar



Şarkılarda, şiirlerde, romanlarda geçen o 7 tepe gerçekten var mı İstanbul'da acaba? Varsa neredeler ? Tabii bugün ikiz kulelerin, 52 katlı binaların arasında değil tepe, hafif yükselti olarak kaldıkları bir gerçek. Ama olsun yine de ben aradım buldum ve yediyi tamamladım.


Selçuk'taki 7 uyuyanlara benzettim onları, yok olmadılar sadece sessizce değişen İstanbul'u seyrediyorlar! Bence hala tarihi haşmetleri yerli yerinde...


'' 7 tepeli şehrimde bıraktım gonca gülümü '' diyen Nazım Hikmet'i anmadan olmaz tabii.



1.Tepe : Topkapı Sarayı 



2.Tepe: Nuriosmaniye Cami



3.Tepe: Süleymaniye Cami

                             


4.Tepe: Yavuz Sultan Selim Cami



5.Tepe : Fatih Cami

                           


6.Tepe : Mihrimah Sultan Cami ( Edirnekapı )



7.Tepe : Haseki Külliyesi (Hürrem Sultan)






Keyif Dolu Günleriniz Olsun...

Petek Uluğ

27 Ağustos 2014 Çarşamba


Burası Necati Cumalı'nın Urla'da bulunan Anı ve Kültür Evi...

Ege'nin en keyifli ilçelerinden biridir Urla. Ancak; Yanıbaşındaki Çeşme'nin gölgesinde kalmış gibi gelir bana hep. Belki de bu nedenle burada doğup, büyüyen ünlü edebiyatçı, oyun yazarı ve şair Necati Cumalı'nın bu müze evini pek bilenler yoktur.



Sıcak yaz gününde edebiyat günü yapmak istedim ve kendimi burada buldum. Evinin odalarında yaşanan onca anıların içinde bir okadar da ödüller, plaketler, film afişleri bulunuyordu. Necati Cumalı'nın doğduğu ve daha sonra eşi ile beraber yaşadığı bu taş evde kendinizi edebiyat tünelinde hissediyorsunuz.

                                       

Edebi kişiliğinin yanı sıra avukatlık da yapan Cumalı'nın bazı kişisel eşyaları sergilenirken, zemin katta bulunan bir odası da ilçe kütüphanesi olarak hizmet vermekte.






  Yazarın filme çekilmiş eserleri de afiş olarak evinin duvarlarını süslemekte...



1963 yılı'nda Urla'da çekilen bu film 1964 Berlin Altın Ayı Ödülünü kazanmıştı...

                                         

   

 

Anı evinin bahçesinde resim sergilerini de ziyaret edebilirsiniz.

Adres: Necati Cumalı Cad. Merkez, Urla, İzmir 

Tel: 0212 754 53 70

                  
Ve 2.Durağım yine Urla merkezde bulunan kadın üreticilerin el emekleri ile kendi ürünlerini sergileyip, satış yaptıkları kadın üreticileri pazarıydı.
Neler neler vardı, bir görseniz. Hem tadım yaptım, hem alışveriş, hem de fotoğraf çektim...



Haftanın her günü, yaz kış açık olan bu kapalı pazar yeri aynı zamanda serin bir taş bina. Yani bu sıcaklarda gidilebilecek en güzel pazar yeri!


Ürünler doğal ve otantik. Alışveriş yapmasanız bile görsel anlamda çok şirin bir pazar...


Keyif Dolu Günleriniz Olsun...

Petek Uluğ

24 Ağustos 2014 Pazar


Ailemizin 4.üyesi, yani; can dostumuz Michael bir Toy poodle. Diğer adıyla Kaniş cinsi. Onunla ile ilgili yazdığım yazılar blog yazılarımın arasında en çok okunan ve hakkında sıkça sorular gelen paylaşımlardır.

Maillerime gelen ortak sorular doğrultusunda teker teker ve ayrıntılı cevaplar versem de yeni bir yazı konusunda kaniş bilgilerini toplamayı düşündüm...



KANİŞLERİN (POODLE) GENEL ÖZELLİĞİ

Öncelikle kendi içinde farklılık gösteren; Standart, Minyatür ve Oyuncak türü olmak üzere 3 çeşit kaniş türü vardır. 

Fiziksel görünümlerinde farklar olduğu gibi, enerji ve hareketlilik konusunda da türler arasında davranış değişiklikleri olduğunu söyleyebilirim. Standart kanişlerin neredeyse bir golden kadar boylu poslu olabileceği gibi oyuncak türleri ise 5 Kg mı geçmez, genelde!

Toy poodle (Oyuncak) modeli olan Michael, sokağa çıktığımız zaman sadece çocuklar tarafından değil, yetişkinlerden de aynı tepkileri alır. ''Aaa, oyuncak mı, O?, oyuncak sandık!''

Yanlış değil aslında; gerçekten de bir oyuncağa benzeyen türdür O!...

Tüm kanişlerin ortak özelliği sadık, söz dinleyen, eğitime açık , akıllı ve oyun oynamayı seviyor olmalarıdır.

Show köpekleri kategorisinde, sirklerde kullanılan bu cinsler (Maalesef) böylelikle eğitime en uygun ırk olduklarını da ispatlar.

Diğer önemli özellikleri tüy, kıl dökmeyen, salyası akmayan, alerji sorunu yaşanmayan ender cinslerden olmalarıdır. Bu nedenle tıraş edilme ihtiyaçları yoktur, sadece tüyleri aşırı uzadığı zaman simsiyah boncuk gözlerini göremez hale gelirsiniz! Yüzleri ufak, narin, özellikle dişilerinin burunları sivri ve uzundur!

Bebekler ve çocuklarla çok iyi anlaşırlar, oyunu severler fakat saatlerce oyun oynamak isteyecek, kilometrelerce koşmak ihtiyacında olacak kadar enerji patlaması yaşayan bir ırktır diyemeyiz


Ben kendi işlerimle veya yazılarımla ilgilenirken Michael da saatlerce yanımda yatabilir, TV seyrederken o da bana eşlik edebilir. 
Örneğin, aşağıda küçük yeğenimi sabırla beklerken...


NEDEN KANİŞ (POODLE) TERCİH EDİLEBİLİR?

Herkese göre tercih etme nedeni ya da yaşam şartlarına göre öncelikleri değişebilir. Kimi için tüy dökme sorun olurken, bir başkası için saatlerce dışarıda kalmak istemesi sıkıntı yaratabilir.

Ancak, kısaca şunu söyleyebilirim ki; çalışan biri iseniz, evde tek başına kalabilen, sorun çıkartmayan, bakımı en kolay olan köpek türüdür. Veterinerlerin söylediği ve bizzat benim de tecrübe edindiğim gerçektir bu!

Akıllı ve zeki oldukları için, her söylediğinizi anlayan, ancak; işine gelmiyorsa duymamış gibi yapan bir türdür onlar. Yine de zekası yabana atılamaz! 

2.5 yaşındaki küçük bir çocuğun zeka seviyesine sahip oldukları söylenir. 

Kelime dağarcıkları, algılama seviyeleri oldukça yüksektir. (Özel olarak öğretilmemesine rağmen Michael birçok kelimeyi algılayıp, komut alabilir duruma geldi) 

Gelen gidenin bol olduğu bir evde yaşıyorsanız, herkesle çok iyi anlaşacak, sorun çıkarmayacaktır.

Tuvalet eğitimi konusunda ise Michael çok kısa zaman içinde sabah akşam düzenli olarak dışarı çıkarmak şartıyla, bu sorunu da halletti...


KANİŞLER (POODLE) HAKKINDA MERAK EDİLENLER

- Apartman yaşamında sıkıntı yaratmazlar; çünkü; tüm gün evde yalnız kalabilir, tehdit unsuru bir şey görmedikçe havlamazlar.

- Evet hareketlidirler, eve gelen gidene olursa çok sevinirler. Hele sahiplerinin eve dönüşlerinde kalpleri duracak kadar mutlu olurlar. Ancak; bu hareketlilik evde eşyalara zarar verecek, yıkım yapacak boyutta asla değildir! Kendi çaplarında, durdukları yerde tenis topu gibi zıplar dururlar. 

- İki ayakları üzerinde yürüme özelliğine sahiptirler. Bu nedenle de showlarda kullanılırlar! Bunu yazarken üzülüyorum:(

- Beslenmeleri siz sahiplerine kalan bir konudur. Kuru mama yemeleri tercih edilir. Ev yemekleri ile besleyenler de vardır. Her cins kadar onlar da masadan yemek konusunda ısrarcı olabilirler! Arsız olup olmamaları sahiplerinin bu konudaki eğitim anlayışına kalmıştır.

- Ev içinde eşyalara zarar veren, kemiren, yaşamı zorlaştıran bir ırk değildir. Hayatınızı renklendirir ve zamanla dostluk bağlarınız kurulur. 



- Sizden başka kimseye ilgi göstermesini istemiyorsanız, bu ırk sizin için ideal değildir. Çünkü; kapınıza gelen su satıcısına da size göstermiş olduğu ilgiye gösterebilir! Yine de  sahibini kıskanma halleri vardır!

- Nadir bir ırktır. Her yerden rahatlıkla sahiplenemeyebilirsiniz. Barınaklardan bulabilmek çok kolay olmayacaktır! Veterinerler aracılığı ile sahiplenmek daha uygundur!

- Mide, kulak rahatsızlıkları ve kalp hastalıklarına yakalanma olasılıkları yüksektir.

- Açık kahverengi, siyah, krem ve kayısı tonlarında tüyleri ile beraber kendilerine has ponpon şeklinde tıraş şekilleri vardır.

- Banyo ihtiyacı ayda 1 kez karşılanır.

- Beslenmesi ise bebeklik çağı geçtikten sonra günde 1 kez yeterlidir.

- Ortalama ömürleri 12-15 yıldır.

- Fransa'nın ulusal köpek ırkıdır.

- Poodle kelime anlamı ile ''Suda oynayan'' demektir.



Tüm fotoğraflar Michael'a aittir!



Can dostlarınızla Keyif Dolu Günleriniz Olsun

Petek Uluğ



19 Ağustos 2014 Salı



Çeşme'de Noni's House adında bir keyif durağındayım bugün. Keyif duraklarımı genelde önce gezerim ve sonra yazar, sizlerle paylaşırım. Ancak bu kez tersten oldu instagramda keşfettim ilk kez, daha sonra takibe aldım ve gittim gördüm şimdi de paylaşıyorum.


Elimle koymuş gibi buldum diyemem, çünkü; bulamadım bu sevimli evi. Çeşme'de her yeri bilen ben Ovacık'ta kayboldum! İyi ki de bulamamışım hemen, cennete kolay varılamayacağını bir kez daha anladım!

Kaybolduğumuz yollarda karşımıza iyi yürekli insanlar çıkar ya, burada da köyün berberi çıktı karşıma ve ''Takip edin beni!'' dedi. ''Durun bir dakika!'' dedim. Selin Hanım'ı telefonla aradım. Arkadaşına evinin yolu tarif eden sıcacık ses tonuyla anlatıverdi yolu! Evet tam da onun kendi tarifinde kullandığı gibi Çeşme'nin Toskanasıydı Ovacık'ın sessiz sakin tozlu yolları! Sakın Alaçatı'nın hareketli sokaklarında bir yer gibi algılamayın burayı. 

Cennet bahçeleri öyle yol üzerinde, ayakaltı yerlerde olmaz ki! Ama Sakız Adası'nın tam karşısında, üzüm bağlarının içinde bir ev. Kapıda sizi karşılayan can dostları eşliğinde bahçesine dalıp, kendi evinizmiş gibi verandaya kurulup, çayınızı içebileceğiniz, yemeğinizi kuş cıvıltıları altında yiyebileceğiniz rengarenk butik bir bağ evi sanki burası..


        


Selin Hanım kendisi bizzat ilgilenmiş evinin yapım aşamasında. Kış ayları hariç burada yaşıyor. Kendi pişiriyor, kendi ikram ediyor hatta yemek kursları veriyor. Ege kültürünü, Ege yemeklerini tanıtıyor. Kendi bağından elde ettiği şarap tadım günleri düzenliyor.  Sabah kahvaltıları kadar, akşam yemekleri ve özel organizasyonları da rağbet görüyor. Ama rezervasyonsuz gitmeyin. Çünkü; masa, sandalye sayısı öyle çok değil! Yoksa üzülür sizi misafir edemediğine...





Bahçesini süslediği tüller, kendinizi masaldan bir evdeymişsiniz gibi hissetmenizi sağlıyor. (Yani tam benlik!) Ancak ikramlar okadar doğal ve gerçek ki, az sayıda itina ile hazırlıyor. Ben ekmek ve kurabiye pişirdiği güne denk gelmek isterdim, örneğin!






Evinin içi de dışarısı kadar keyifli ve zevkliydi. Ancak; evidir, özelidir diyerek paylaşmak istemedim...


En kısa zamanda, belki de bağ bozumunda tekrar görüşmek üzere, Selin Hanım!


Adres: Musalla Mah. Soğanlık Mevki Küme Evleri 470/36


Not: Pazartesi günleri bahçesinin bakım ve temizliğini yaptığı için misafir kabul edemiyor. Aklınızda olsun!



Keyif Dolu Günleriniz Olsun

Petek Uluğ




17 Ağustos 2014 Pazar

                        

Ege Sahillerine yakın olmaları ve yeşil pasaport avantajı ile (Vizesiz) Yunan adaları her yaz sıkça ziyaret edilen, tatil kaçış yerleridir. Bodrum-Yalıkavak'tan 35 dakika uzaklıktaki KOS adası (İstanköy) Yunan adaları içinde küçük olmasına rağmen son derece sevimli ve keyiflisidir.

Ben bu adayı Bodrum merkez ile İstanbul Büyükada karışımı bir yere benzetirim. Yunanca konuşulması dışında zaten kendinizi Bodrum veya İzmir'de hissediyorsunuz. Bodrum Barlar Sokağı'nın aynısını burada görebilirsiniz. Halen adada 2000'e yakın yaşayan Türk kökenli Müslümanlar var. Ancak Yunan halkı da son yıllarda bu turistik ziyaretlerin sıklığından olsa gerek son derece samimi ve içten. Derhal ortak muhabbete başlayıp, Bodrum'a çok sık ziyarete geldiklerini anlatıyorlar...







Tıbbın babası Hipokrat'ın bu adada doğduğu düşünülüyor ve öğrencilerine altında ders anlattığı çınarın (Hipokrat Ağacı)  hala sökülmemiş olması! ziyarete gelenler için adayı turistik hale getiriyor...



Adada Osmanlılar tarafından yapılan birkaç cami de bulunuyor.





Limandan iner inmez cadde üzerinde her yarım saatte bir  katılabileceğiniz 10 € karşılığında 20 dakikalık  City Tour size Sirtaki müziği eşliğinde mini tren yolculuğu imkanı sağlıyor...


Geleneksel yemek kültürü derseniz, hiç anlatmaya gerek yok aynı biz...  


Belki farklı olarak adadan şarap varillerinde saklanmış beyaz peynir (Traditional wine cheese) alabilirsiniz, geleneksel olduğunu söylüyorlar...

Barlar sokağın'da alışveriş yaparken kendine ait hediyelik eşya satan dükkanında tanıştığım sevgili Lina ile arkadaş bile olmuştuk ve hemen blogumun takipçisi olmuştu...



 REMEMBER adındaki bu dükkana yolunuz düşerse beni hatırlayın, adada yaşadığım sevimsiz bir olayda kendisi bana tüm içtenliği ile yardımcı olmuştu ve dükkanının adı gibi ben de Onu hep hatırlayacağım !

Not: Haftanın her günü Bodrum'dan Kos'a feribot veya deniz uçağı ile gidiş-dönüş var !


Keyif Dolu Günleriniz ve Gezileriniz Olsun...
 

Petek Uluğ