10 Haziran 2014 Salı

Üniversite sınavına hazırlanan öğrencileri birer savaşçı olarak gördüğümü daha önce de yazmıştım. Gençlik dönemlerine denk gelen bu eleme ve yerleştirme sınavlarının kişiliklerinin gelişmelerinde zorlayıcı bir süreç olduğunu düşünüyorum. Endişe ve kaygı kontrollerinde nekadar başarılı olabiliyorlar, emin değilim... Yıllardır mesleğim gereği bu sınav öncesi ve sonrası onlarla beraberim. Beklentilerini, umutlarını ve hayal kırıklıklarını çok iyi bilirim...

Bu haftasonu 2 milyondan fazla genç ve dolayısı ile aileleri bu sınava girecek!

Bu kez de onlarla görüştüm ve sordum. ''Aileleriniz iyi niyetli olarak sizlere yardımcı olmak istiyorlar. Ama farkında olmadan hatalar yapabilirler, sizce neler yapmasınlar? ''Öyle ya; hep ailelerin neler yapmaları gerektiği yazılır da yapmamaları anlatılmaz. 

Bakın neler dediler? Öncelikle ''Lütfen'' dediler... 

Bu arada ben de üzerime düşen payımı aldım...

- Lütfen, yakınlarımız sınav başarısı dilemek için bizi aramasınlar. Çok geriliyoruz!

- Lütfen, aileler sınav biter bitmez ''Kaç soru yaptın? veya neden o soruyu yanlış yaptın?'' diye sorgulamasınlar. Zaten halen sınavın gerginliğini yaşıyor oluyoruz!

- Lütfen, sınavdan bir gün önce ''Erken yat, iyi beslen, dikkatli ol!'' gibi uyarılar çok fazla yapılmasın. Sınavı dünyanın sonu gibi algılıyoruz!

-Lütfen, ''Çok çalıştın, yeter. Sen kesin kazanırsın...'' gibi olumlu olduğunu düşündükleri telkinlerde de bulunmasınlar. Daha çok sorumluluk hissediyor ve ailelerimizi hayal kırıklığına uğratmaktan korkuyoruz!

İşte Onlar söyledi, ben de paylaştım...Bu haftasonu yapılacak Lisans Yerleştirme Sınavı'nda hepsine başarılar dilerim. 

Kendileri için doğru meslekleri seçebilecekleri başarılı bir sınav olsun...


Keyif Dolu Günleriniz Olsun...

Petek Uluğ




5 Haziran 2014 Perşembe


Her kesimden, herkesin severek (Ben sevmeyeni hiç duymadım henüz!) yediği, her öğün tüketebildiği ve her yerde bulabildiği bir yiyecektir simit. İzmirliler gevrek deseler de ona sıradan susamlı bir hamur halkası gibi davranılamaz. Çünkü aslen saraylıdır. Tarihçesi çok eskiye dayanır. Osmanlı Dönemi'nin ilk yıllarında Halka-i Simit adıyla anılırmış. Daha sonra ramazanda padişahların iftar sofralarını süslemiş. İşte bu nedenle Saraylı diyorum benim çok sevdiğim simite. Sevmemem mümkün mü? Çayımın yanına ne güzel eşlik eder? Bir de yanlarına peyniri aldıkları zaman muhteşem üçlü derim ben onlara...

                                                                                                             
                                   

Saray mutfağından halka inmesiyle zamanla  itibarı daha da artar simitin. Artık sınıf farkı gözetmeksizin herkesin ulaşabileceği bir ilkyardım gıdası oluverir simit. Erkenden evden çıkıp işe koşanın, öğle arasını simitle geçiştirenin, ders aralarında öğrencilerin ve 5 çaylarında sofraların kurtarıcı ve besleyici yiyeceği oluverir simit. Çünkü; ucuzdur, pratiktir, her ortama uyar ve her yerde halka halka dizilmiş sizi bekler.


Bazen de çocukluğumuzdur. ''Simitçiiiiiiii, taze taze simitlerrrrrr'' diye bağırır ya simit satan; işte o zaman Bursa'dır benim için. Uzun yaz günlerinde Bursa sokaklarındaki simitçinin sesidir simit. Hala bu şekilde bağırarak satan simitçiler kaldı mı bilmiyorum ama yine Simit Sarayı adıyla sarayına döndüğü kesin


                           Evimde de soframın baştacıdır...

  

Simiti herkes yapabilir mi? Evet, yapılışı da kolaydır. Ama her simit lezzetli olur mu? Hayır. Çünkü ustalık, marifet ister. Pekmezli suya batırılarak hazırlanan susamlı halkaların ayrıca toz şekerin karamalize edilerek hazırlanan şekli de vardır. Ben Ankara'da öğrencilik yıllarımda yediğim kara simitleri hiç unutamam. Bir de İstanbul'un ''İSTANBUL SİMİTİ'' diye satılan Eminönü'deki simitlerinin hakkını yiyemem. Tadı, lezzeti farklıdır. Ya da bana öyle gelir, İstanbul kokar ya! Dönüşlerimde bolca simit getiririm yanımda. Kokusunu alır gelirim sanki sevdalısı olduğum şehrin! Yaptığım araştırmalara göre Boğazkesen Caddesi'nde bulunan Tarihi Boğaziçi Simit Fırını en çok beğenilen simit fırınıymış...



Fırından yeni çıkmış, çıtır çıtır lezzeti ile bol susam kokulu simitlerin süslediği sofralarda ağız tadınız bol olsun...



İzmir'de simit derseniz hemen düzeltirler; unutmayın! Onun adı GEVREKTİR...

                                               Petek Uluğ


Kaynak: Google