27 Nisan 2013 Cumartesi



Deniz ve gökyüzünün rengidir MAVİ yani özgürlüğün, sonsuzluğun rengidir.

26 Nisan 2013 Cuma

Kişisel gelişim kitaplarını okumayı, okurken cümlelerin altını çizmeyi çok severim. Bu cümlelerden alıntılar yaparak kendi doğrularımı pekiştirmeyi de severim. Ama, artık yeter !

23 Nisan 2013 Salı



Bugün bayramların en sevimlisi, en şenliklisi. Bugün hepimiz çocuğuz sanki ! Çocukluğumuzun bayramları kalmadı belki ama bu ülkede çocuklarımıza hediye edilen bir bayram var!. 

Ne mutlu büyüdükçe çocuk kalabilen biz büyüklere!

Ne mutlu içindeki çocuğu hiç kaybetmeyenlere! 


Çocuk denilince hemen aklıma gelen Cahit Sıtkı Tarancı'nın çok sevdiğim bir şiirini çocukluğunu hatırlamak isteyenlerle paylaşıyorum, ama sonra da bir iki sorum var sizlere !


ÇOCUKLUK

Affan Dede'ye para saydım,
Sattı bana çocukluğumu.
Artık ne yaşım var ne de adım,
Bilmiyorum kim olduğumu.
Hiç bir şey sorulmasın benden;
Haberim yok olan bitenden.
Bu bahar havası, bu bahçe;
Havuzda su şırıl şırıldır.
Uçurtmam bulutlardan yüce,
Zıpzıplarım pırıl pırıldır.
Ne güzel dönüyor çemberim
Hiç bitmese horoz şekerim.

CAHİT SITKI TARANCI


Siz de istemez miydiniz hayatınızda bir Affan Dede olsun ve size çocukluğunuzu birkaç saatliğine satsın ? 

İstemez miydiniz kim olduğunuzu unutup, sadece oyuncaklarınızın derdine düşmeyi ?

İstemez miydiniz '' Ama ben çocuğum, bilmem ki !'' demeyi ?



Keyif Dolu Bayram Günleriniz Olsun...

Petek Uluğ

21 Nisan 2013 Pazar


Yaz gelinleri hazırlıklarına hızla devam ediyorlardır, mutlaka. Ne kaldı ki şurada, o güzel günün gelmesine ! Hani demiştim ya, Sindirella olacaklar, gecenin yıldızı onlar diye.

19 Nisan 2013 Cuma


Ben özel günlerin kutlamalarına bayılırım. Bu amaçla yapılan her bir kutlamayı törene çevirmeye de bayılırım. Benim için düzenlenmesine hiç gerek yok, yani beklemem öyle bir şey; ancak; ben organize edeyim ya da detaylarla uğraşayım pek severim.

18 Nisan 2013 Perşembe


Siz hala balkonunuzu veya bahçenizi yaza hazırlamadınız mı yoksa ? Umarım üşenmiyorsunuzdur! Yoldan geçerken boş balkonları gördükçe neden şöyle renk renk çiçekler sarkıtmazlar ya da saksılara ekip de bu güzellikleri yaşamak istemezler diye düşünürüm hep.
Tabii zahmeti vardır, çünkü canlı olduklarına göre emek de isterler ama insan emeğini sever zaten,emeğine aşık olur. Doyamaz bakmaya, sulamaya ve o güzellikler içinde kahvesini, çayını yudumlamaya doyamaz...


Bitki ve çiçek bakımından zevk almayanlar da olabilir. Bunları zaman alıcı uğraş olarak düşünebilirler. Geçen gün çok hoş bir söz okudum; insanlar ikiye ayrılırmış. Bazıları etrafında güzellikler görmek isterken, diğerleri etrafını güzelleştirenlermiş. Ben de katılıyorum! Her ikisini de yapabiliyorsanız ne mutlu size ve sizinle hayatı paylaşanlara...





Artık balkon, bahçe aksesuarları  ayrı bir sektör olarak gelişti. Adeta salon döşer gibi döşeyebiliriz bu mekanları çünkü; yaşam alanlarımızın yaz kış kullanılabilir bölümleri oldular. Uygun fiyatlara çeşit çeşit süsler bulunabilir, hatta balkondan bahçeler bile yaratabilirsiniz.




                                                                                                               

Saksıların olmadığı yerde eski görünümlü fincanlara dikilen minik çiçekler büyük fark yaratabilir masanızda...



                                   


Peki ben kendi balkonumu hazırladım mı? Hem de büyük bir keyifle...









Keyif Dolu Günleriniz Olsun...

Petek Uluğ

14 Nisan 2013 Pazar


4.sü Düzenlenen Alaçatı Ot  Festivali 13-14 Nisan 2013

Ben bu bahar adeta Ege Bölgesi Ot Festivalleri jüri üyesiymişim gibi her hafta bir festivale gittim.

Ancak bugün farklıydı; sanki geçen yazdan beri görmediğim bir arkadaşımla buluşmak üzereydim öğle saatlerinde. 

Heyecanlıydım ;çünkü, Onu özlemiştim. Belki de özlediğim yazdı ! Yok yok , ben ALAÇATI ' YI özledim, biliyorum. Mavi cumbalı evleri olan, daracık sokaklarından tek bir caddeye açılan , ne denizin, ne de yeşilliğin olmadığı ama bambaşka birşeylerin olduğu Alaçatı'yı özledim.


Kemal Paşa Caddesi üzerindeki bandolu korteje yetiştiğimizde yaz aylarına göre çok daha keyifli bir kalabalık vardı. Hani '' Keşke hep böyle olsa '' dedirten. Daha sonra Pazar Yeri Camii avlusundaki sergilerin renkli renkli tezgahları çok iştah açıcıydı. Geçen seneye göre daha hareketli ve eğlenceli buldum.







Aynı meydanda yarın (14 Nisan ) Ege otları tanıtımları ve yemek yarışması yapılacak. Bu yıl festivalin sponsoru Komili zeytinyağları, baş yemeği ise Şevketi Bostandı...

Ev yapımı , lezzetli Ege yemekleri ile öğlen yemeğimizi yedik, ancak ; benim özlemim festival etkinlikleri ile bitmedi. Tabii, sokaklarına daldım her zamanki gibi ...Bana çok anlamlı gelen kapılarına bakındım eski evlerin. Sardunya dolu avlularına girdim gizlice...Yok  gizlice değil; çünkü öyle misafirperver ki yerlisi ,  hemen buyur ediverdi bahçesine...Ben de her yaz yaptığım gibi  fotoğraflar çektim , '' Tamam '' dedim yaz gelmiş, başlar artık Alaçatı yazıları  !



Antikacılar, eskicileri tıpkı kafeler gibi doluydu. Ama alışveriş yapan çok muydu?  Bilmiyorum...



Alaçatı Kuş Kafesi yine farklı ve zevkli ürünleriyle sezonu açmış...





Kapari Otel festival sebebiyle çok anlamlı bir uygulama yapmış seramik ve resim atölyesi şeklindeki kafesinde 2 günlük gelirini Sokak Hayvanlarını  Koruma Derneği'ne bağışlayacakmış...Masada çanak içindeki bitkiler Karabaş otuymuş ve harika duruyordu. Ben de pazardan alıp, gelir gelmez balkondaki çanağıma yerleştirdim...


                                          

                               





Özlem pastanesi -  Köy kurabiyecisi ' nin meşhur damlasakızlı kurabiyelerinden biraz da olsa almadan dönemedim...




Keyif  Dolu Günleriniz Olsun...

Petek Uluğ



12 Nisan 2013 Cuma


Geçen yazımda bahsettiğim gibi bu aralar şu sevimli keklere çok ilgi duyuyorum. Yani  CUPCAKE lere.

Aslında hiç de yeni değiller, çocukluğumuzda annelerimizin kağıtta pişirdikleri kekler bunlar. Ancak; mutfak sektörü öyle gelişti ki; sadece pişirmek değil, süslemek de bir sanat haline geldi. İşte oyuncaklara benzeyen bu minik kekleri sevmemin nedeni budur. Yani süslü püslü olmaları ! Yemelik değil de seyirlik biblolara benziyorlar. Bazıları ise tam bir sanat eseri ! Bakıyorum da son zamanlarda  bütün kutlama organizasyonlarında tam ortaya kuruluveriyorlar, renk renk...



 Bir de öyle süsleme malzemeleri var ki; insanın tepsi tepsi pişiresi geliyor ! Hatta kuleyi andıran, katlı katlı özel sehpaları bile var...



Ben de rengarenk (Puantiyeli, çizgili, silikonlu) kaplarını, şeker hamurlarını ve süslerini hazır ettim, şekillerini de belirledim. Bir tek pişirmek kaldı ! Tabii süslemeleri için yardım almam lazım...





















Michael ne beğenir böyle bir cupkek yapsam !






Bol Cupkekli Keyif Dolu Günleriniz Olsun

Petek Uluğ