REFİKA'NIN TOPRAKLARI - KAZ DAĞLARI

                                                                                                                                                                                             
                                                                                                           
Her ziyaretimde kendimi oraların insanı gibi hissettiğim için Kaz Dağları ve civar köyleri beni çok mutlu etmiştir. İzmir'den en yakın kaçış noktalarımız olmuştur yeşillikler içindeki taş binalarla süslü, sevimli Yeşilyurt ve Adatepe köyleri. Ege Bölgesi'nin Kuzeyi, Güneyin aksine suküneti ve ile huzurun simgesidir. Mitolojik öykülerin, tarihi zenginliğin , Zeus'un doğduğu düşünülen topraklarıdır.

Küçükkuyu Kaz Dağları'nın içine saklanmış, bol oksijenli Ege'nin huzur veren eski balıkçı köylerinden biridir. Özellikle taş mimariye meraklıysanız şehir stresinden uzak,kuş sesleriyle dolu, zeytiyağı kokulu sokaklarında keyifle yürürsünüz.

Bir günlük de olsa kendinizi yenileyebileceğiniz Manici Kasrı oteli.

Adatepe köy meydanı

Adatepe'de bulunan Zeus altarı, köy meydanındaki kahvehanesi, Adatepe zeytinyağı müzesi mutlaka görülmesi gereken yerlerden birkaçı.

Çanakkale yolu üzerinde bulunan müze farklı bir zeytinyağı üretim merkezi. Eski kazanlarda kaynatılarak yapılan sabun yapımı hakkında sürekli bilgi alabilirsiniz.

Satış mağazasında keyifle gezindikten sonra hangi yağı hangi sabunu alacağınıza karar veremeden çıkarsınız. 

Zeytinyağı ve sabunların yüzlerce değişik hediyelik çeşitleri var.Küçükkuyu'ya yakın mesafede olan Adatepe'de de aynı keyfi yaşadığım için bana göre kuzey Ege'nin ikiz köyleridir buraları.

Bu yöredeki köyler televizyon medyasının da ilgisini çektiği için son zamanlarda popüler birkaç dizinin çekim platoları oldu. 

Adatepe'de konakladığımız otele yakın  Zeytinyağı ve Sanat evi vardı ve orada ilk defa zeytin sütünün nasıl  üretildiğini gördüm. Bu süt yemeklerde ve cilt bakımı için kullanılırmış!

                                

Yöredeki ziyaretlerim sırasında dinlenmek kadar öğrendiklerim de bana keyif verir. 

Bunlar mitolojik hikayelerdir. İlk güzellik yarışması Adatepe'de yapılmış. Hera, Afrodit ve Athena arasında yapılan yarışmanın tek seçici kurulu Paris'miş. Tabi ki güzeller güzeli Afrodit birinci olmuş.

 

Adatepe Zeytinyağ Müzesi'ni gezerken görevlilerden dinlediğim REFİKA'nın hikayesi de ilgimi çekmişti. Bunu sizlerle paylaşmak isterim.

Adatepe Köyünde 19.yüzyıl sonu ve 20.yüzyıl başında 'Refika' takma adıyla bir Rum güzeli yaşarmış. Köyün Rum ve Türk cemaati arasında çok sevilen Refika hem güzel hem de çok neşeli bir kızmış. Düğünlerde şarkılar söyler, çok da güzel dans edermiş. Refika'nın güzelliği ve iyilikseverliği Adatepe köyünün yanı sıra çevre köylerde de dillere destan olmuş. Özellikle zeytin zamanı Refika'nın çalıştığı tarlalarda köylüler hem zeytin toplar hem de Refika'nın şarkılarını dinlermiş. Düğünlerde mutlaka Refika baş misafir olarak çağrılır ve kendisine şarkı söyletilip, dans ettirilirmiş.

Birinci Dünya savaşına kadar iki cemaat Adatepe köyünde barış içinde birlikte yaşarmış. Ancak Savaş Tüm Anadolu'da olduğu gibi Adatepe köyüne de felaketler getirmiş. Savaşla birlikte Köyün Rum ve Türk Cemaatleri arasında önceleri soğukluk daha sonra karşılıklı çatışmalar baş göstermiş. Tüm bu kargaşaya rağmen Refika yine de Türkler arasında sevilmeye devam etmiş ancak ne var ki savaş sonunda Türk ve Yunan hükümetleri arasındaki anlaşma sonucunda Refika da diğer Rumlarla birlikte köyü terk edip, Yunanistan'a yerleşmek zorunda kalmış.

Refika'nın köyden ayrılışı Türkler arasında büyük bir üzüntüye yol açmış. O gittikten sonra bile onun adına türküler yakılmış ve her fırsatta, özellikle düğünlerde onun türküsü okunup, onun adına danslar edilirmiş. 

Barış ve kardeşliğin yaşanacağı keyif Dolu Günlerimiz Olsun...

Petek Uluğ