Onunla Blog dünyasından tanıştım. Daha sonra biraraya geldik ve karşılıklı kahve sohbeti yaparken bana '' Sizi takip ediyorum, yazılarınızı okuyorum, çok da yoğun birisiniz, üniversitede öğrencileriniz var, ders anlatıyorsunuz, nasıl yetişiyorsunuz? Eşiniz size destek oluyor mu? Merak ettim eşinizi!'' diye soruverdi. Bu soru ile çok karşılaşıyorum yakın çevremden ama beni yazılarımdan takip eden bir erkek olarak eşimin desteğini merak etmesi ilgimi çekti.
''Evet! dedim. Benim tüm yaşamında, attığım her adımda, aldığım her kararda tam 26 yıldır Onun desteği var. Çalışan bir hanım olarak, anne olarak Peteğin Keyif Dükkanı'nda keyifler, yazılar paylaşabiliyorsam onun takdiri var, motivasyonu var. Hatta beni daha farklı, daha büyük adımlar için bile cesaretlendiriyor ki ben ürkek davranıyorum, henüz.'' dedim.
Sohbetimiz esnasında bana sorduğu sorunun altında yatan nedeni fark ettim. GÜVEN ve DESTEK.
Daha sonra başladı anlatmaya...
Onun tüm hayatı yaşadığı bir tecrübe ile bu iki dengeye odaklıydı aslında; hangi tecrübe? ALDATILMAK! Evet; toplumda erkeğe uygun görülen aldatmak rolünü, o farklı oynamıştı. Yani ezber bozmuştu. Halbuki aldatılmak rolü hep kadına oynatılırdı.
Tam düğün hazırlıklarını yaparken, çok sevdiği nişanlısı tarafından aldatılarak, psikolojik sorunlar yaşayan naif, samimi bir delikanlıydı O! İçi, dışı birdi.
Aldatmanın cinsiyeti olmadığı gibi aldatılmak acısının da kadını-erkeği yoktu!
Kendi isteği ve onayı ile minik bir röportaj yaptık. Hani dedik bu kez bir erkeğin ağzından anlatalım.
Aldatılmayı kim nerede, nasıl yaşarsa yaşasın sonuçta ruhsal travması, unutulması, ruhun huzura kavuşması hiç de kolay olmuyor. Ya da bedeli ağır oluyor. Erkek kalbiyle, erkek dünyasıyla okuyalım bu kez de...
Peteğin Keyif Dükkanı: Siz de bir internet yazarısınız. Takipçisi bol, başarılı sitelerin kurucu editörüsünüz! Sosyal medyaya giriş öykünüzü bizimle
paylaşır mısınız?
Sosyal medya; herkes gibi benim için de
kendimi ifade ettiğim bir ortamdı, aslında çok da haşır neşir değildim
diyebilirim. Sosyalleşmek, yeni insanlarla tanışmak ve en önemlisi insanlar
neler yapıyor merakı ile giden bir sosyal medya serüvenim vardı.
Ancak sosyal
medya anlayışım kendimi ifade edebildiğim bir blog ile değişti. İnsanın bir
deşarj noktası olması gerektiğini, güzel giden hayatımın alt üst olmasıyla
öğrendim diyebilirim.
Güzel giden derken harika bir hayat gözünüzde
canlanmasın! Çoğu insan gibi kaygılı, endişeli, dayatılan hayatın çarklarında
dönen ama çevreye güçlü, mutlu ve başarılı imajı olan bir hayat! Okuldan mezun
olursun, askerliğini yaparsın, evlenmeye karar verirsin ve toplumun istediği
hayatı yaşarsın. Güzel giden bir hayat bu işte, çünkü bu öğretildi gösterildi.
Tam bu zinciri tamamlayacak iken, yani okul, iş, askerlik ve nişan merasimini
tamamladıktan sonra evliliğinize az bir süre kalır. Sancılı geçiyor açıkçası,
yeni bir hayat, yeni bir aile anlayışı, sorumluluklar, gelecek kaygısı derken
bir bakmışsınız standartlara girmişsiniz.
Benim standartlardan çıkma noktam
ALDATILMAK oldu. Hani büyülü sözler, senden ayrılmayacağım, hayatımın
erkeğisin, senle ölüme varım sözlerinin arasında bir gerçeklik olarak ortaya
çıkan bir kavram… Genelde ülkemizde erkek aldatır kadın bunu sineye çeker
anlayışında olduğumuz için erkeğin aldatılması ve bunun karşısında soğukkanlı
kalabilmesi garip karşılanır. Siz de başınıza gelmeyecek sanırsınız, haklı da
olabilirsiniz ama her an başınıza gelebilir veya geliyordur yada farkında değilsinizdir.
Unutmamak gerekir ki aldatıldıktan sonra en önemli
avuntu, “İyi ki farkettim!” ve “Direkten döndüm” gibi cümleler olacak. Bu yüzden
farkındalık önemli! Bir de hiç beklemediğiniz bir anda geldiği için aldatılmak
hazırlıksız da yakalıyor insanı…
İki aile de evlilik telaşında, gelinlik,
damatlık, düğün günü kararları, kan testleri, başvurular arasında
aldatılıyorsunuz ve bunu bir erkek olarak dile getirmek zor. Anlaşamadık
ayrıldık! En güzeli bu? Az soru gelir ve yırtarsınız, ancak içinizde
yaşananlara kendiniz bir cevap bulmak zorundasınız bu cevabı da tek başına
bulmaya çalışırken bir süre sonra obsesifleştiğinizi farkedersiniz, evet 30
yaşında profesyonel bir yardım almak için hayatınızda ilk kez psikiyatriste
gider ve cevapları beraber bulmaya çalışırsınız.
Psikiyatriste giderken
dünyanın en önemli sorunu benim sorunum mantığı ile gitmiştim.Aldatılmıştım,
hayatım alt üst olmuştu, insanlara açıklama yapamıyordum, içim içimi yiyordu.
Psikiyatristin anlattığım şeyler karşısında dehşete düşeceğini beklerken çok
normal karşıladı ve iki kelime etti
“ Hobi Bul” . Şaşırdığımı söylemeliyim
çünkü benim derdim çok büyüktü ve bir hobiyle onarılması gerekecek kadar hafif
değildi. Klasik küçük bir hap ve daha sonraki seans için ödevlerle çıkarken
mutsuzdum hala. Hobi bulmak çok aklıma yatmamıştı çünkü kendimce vardı. Bu
noktada aklıma gelen ilk şey bir deşarj noktası oldu daha önce söylediğim gibi.
Blog açtım ve sosyal medyayı artık kişisel değil bloğumu tanıtıcı şekilde
kullanmaya başladım.
Peteğin Keyif Dükkanı: Peki gerçekten psikoloğunuzun
dediği gibi blog açmak ve kendinizi sosyal medyada ifade etmek sizin için etkili bir terapi yöntemi oldu mu?
Dediğim gibi ilk etapta çok da mantıklı
gelmemişti tavsiyeler. Hobi bulmak, kendini anlatmak, birşeylerle uğraşmak
zorunluluk gibi geldi. Kendimi birşeylere zorluyor gibi hissettim. Ama açtığım
blog ve siteler büyüdükçe, insanlara ulaştıkça ve en önemlisi geri dönüşler
aldıkça mutlu olduğumu anladım. Özel hayatımda bir çok sorunu aşmamda blog
yazarlığı etken bir madde oldu ancak işin ilginci iş hayatımı çok olumlu
etkiledi. Eskiden iş hayatında egosu, hırsı olan biriyken bu egomu yaptığım
sitelerde tatmin ettiğimi gördüm. Bu ego ve hırsın profesyonel iş hayatımda
azalmasıyla daha başarılı ve huzurlu bir iş hayatı geçirdiğimi söylemeliyim.
Peteğin Keyif Dükkanı: Evet benim blogum ile çok özelinizi
paylaştınız, mutlaka bir mesajınız vardır?
Her olay insanı yeniden yapılandırıyor
ve programlıyor farkında olmasak da. Yıllar insanı değiştiriyor ancak bunu
olumlu veya olumsuz hale getirmek de bizim elimizde. Şimdi benim yaşadıklarım
aslında komik geliyor, üzüntülerim, kaygılarım ve kızgınlıklarım olaylara
dışarıdan bakınca basit ve gereksiz geliyor. Ancak insan hayatı da üzüntü ve
kaygısız geçmiyor. Şu an yaşadığımız üzüntü bizi özel kılıyor ve başkalarının
derdi yokmuş gibi bencilleşip ağlamaya başlıyoruz. Bu engellenemez bir süreç…
Ben üzüldüğüm ve kaygı duyduğum durumları mantıklı hale getirmeye ve sürelerini
kısaltmaya başladım. İşe yarıyor mu? Evet... Ama bazen de durup düşünüyorum,
acaba erteliyor muyum? Üstünü mü örtüyorum? Kaçıyor muyum? Şu an sevdiğim biri
var mesela, hayatımı birleştirmek istediğim, planlar kurduğum. Ona güveniyor
muyum diye sorarsanız, evet güveniyorum, güvenmek zorundayım, bir kere
aldatıldım diye her kişiye ön yargılı bakmak da saçma geliyor. Başkalarının
yaptığı bir şeyi başkasına ödetmek, iki alakasız insan ve birinin davranışı
diğerini yargılamama yol açmamalı. Tekrar aldatılır mıyım? Olabilir tabii her
zaman bir ihtimal ama artık daha güçlüyüm ve gerçekçiyim diyebilirim.
Peteğin Keyif Dükkanı: Aldatılmanın erkek veya kadın
fark etmez, kişinin ruh dünyasında açtığı yara onarılabilir mi sizce?
Kimyasallar cidden onarıyor. Kimyasal derken tabii ki psikiyatristin verdiği küçük mutluluk hapları işe yarıyor ama psikiyatri bilimi de karmaşık halde, şu an iyiyim evet ama
bastırdığım bütün olumsuzluklar ilacı bırakınca ortaya çıkar mı korkusu da
yaşıyor insan. Düşünsenize her an benim başıma neden bu geldi? Acaba şimdi ne
yapıyor? Mutlu mu? sorularından bir küçük hapla “ Amannnn sağlık olsun” moduna
1 ay gibi kısa bir sürede geçiyorsunuz. Düşününce çok sağlıksız bir durum ama
bugününü kurtarıyor insanın! Yaralar onarıldı, kızgınlıklarım bitti, aklıma
bile gelmiyor ama bu psikiyatri desteğinden mi yoksa ben mi değiştim bunun
cevabını bilmiyorum…
Peteğin Keyif Dükkanı: Bu tür ruhsal travmalar ileri
ilişkilerde bir erkek için ne demektir?
Başta da dediğim gibi erkek için çok
alışıldık bir durum değil, aslında yaşanan ama üstü kapatılan bir durum.
Ülkemiz ataerkil ve ne yaparsak yapalım bu anlayışta ciddi değişim olmuyor.
Erkek onurlu gururlu ve aldatılmaması gereken bir varlık olarak
yetiştiriliyorsunuz ve aldatılmak kavramı sadece sizin “ aldatmak” şeklinde
gerçekleştirebildiğiniz bir durum olarak lanse ediliyor. Aldatılan kadın
hikayeleri sıkıcı geliyor insanlara, çünkü herkes bilinçaltında bunu
normalleştirmiş. Ancak aldatılan bir erkek hikayesi daha ilginç daha renkli
geliyor çünkü sıradışı görülüyor.
Bu durumu hayatıma yeni giren
insanlara da anlatıyorum saklamak, utanmak, çekinmek bu durumda bana düşen
duygular değil sanırım. Aldatan mı utanmalı yoksa aldatılan mı? Zaten aldatan
insanın da buna aldatmak dediğini
düşünmüyorum.
Herkesin kendi iç dünyasında rahatlatıcı sebepleri var. “Aldattım
çünkü” bile diyemiyor insan, ona göre yaptığı şey aldatmak değil.
“Benimle
ilgilenmiyordu”,“Saygısızdı”,“Ruhuma dokunmuyordu”
gibi bahaneler tanıdık değil mi, bunları içselleştirdiğiniz zaman zaten siz
kötü bir şey yapmıyorsunuz! İlerideki ilişkiler konusuna
gelince, 2 senedir düzenli ciddi bir ilişkim de olmadı. Bu küskünlükten veya
güvensizlikten değil dediğim gibi, biraz daha işinize ve hobilerinize konsantre
oluyorsunuz, özel hayat önemsizleşiyor. Beni şu an her konuda destekleyen ve
ileriye götüren biri var hayatımda, sevgili demek de hafif kalır, kısa sürede
kafaların uyuşması, aşk, arzu, idealler, hayat görüşlerinin birlikte olduğu bir
durum ancak “ Yol Arkadaşlığı” olabilir. Umarım herşey güzel gider demekten
başka da bir şey yok. Düşününce süreçler insanı
duygusuzlaştırmıyor aksine duygularını biraz daha mantıklı hale getiriyor….
Peteğin Keyif Dükkanı: Bu kadar samimi ve doğal duygularını blog okurlarımla paylaştığın için çok teşekkür ederim. Eminim ki bundan sonra hayat yolculuğunda adı ne olursa olsun hep güzel insanlar çıkacak karşına. Çünkü; böyle bir deneyim ile hayata bakışın değişmiştir. Herşey çok daha değerli olacaktır senin için. Hatta hayatındaki insan senin yanında çok daha değer bulacaktır. Yolun, gönlün açık olsun.
Bu yazının ulaştığı herkes de aldatmanın insan ruhunda açtığı yaraların ne denli kapanamaz olduğunu bir kez daha anlar ve güven, sevgi, evlilik, arkadaşlık ilişkilerinde çok daha özenli davranır!
Fotolar google kaynaklıdır. Kişi ile ilgisi yoktur!
Keyif Dolu Günleriniz Olsun...
Petek Uluğ