Yaşadığınız şehirde bazı yerler, mekanlar vardır; sizi her daim mutlu eder, keyif verir. Ne zaman fırsat bulsanız kendinizi oraya atarsınız. Hatta fırsat bulmak için beklemez, özler, gidersiniz. Çünkü her ziyaretinizde kendinizi bulursunuz orada. İşte KIZLARAĞASI HANI da benim için tarihi özelliği ve mistik havası ile öyle bir mekandır. İstanbul'un ilk AVM'si Mısır Çarşısı ise İzmir'in de bu handır ilk alışveriş merkezi. Yaz veya kış hiç fark etmez, burası hep sizi bekler. Hem de 1744 yılından beri bekler. Zaman içinde yangınlar, yıkımlar atlatmış olduysa da bugün İzmir hanlarının en büyüğü ve mimari olarak da en dikkat çekici olanıdır.
Osmanlı Dönemi'nde Hacı Beşir Ağa, Hanın yapım emrini verirken, İzmir'in o dönemde ticari liman şehri olması özelliğini düşünmüştü. Bugün de birçok yerli, yabancı turist için cazibe merkezidir Han...
İzmir'in Konak ilçesi, Kemeraltı Çarşısı içinde bulunan 2 katlı Han, Hisar Cami'ne yakındır ve Cevahir Bedesteni, Bakır Bedesteni, Çuha Bedesteni olmak üzere 3 bölümden oluşurken, ortasında bulunan bir avlu ile çevrilmiştir...
Osmanlı Dönemi'nde ticari amaçlı kullanılan zemin katında tüccarların malları depolanır, saklanır ve alışveriş yapılırmış. Üst katta ise gece konaklamak için, özel baca sistemli küçük odalar varmış.
Günümüzde giriş katında el sanatları, hediyelik eşya, halı, kilim, gümüş takı, giyim eşyası, deri kıyafetler, nargile aksesuarları, değerli taşlar satan çeşitli dükkanlar bulunur, üst kat ise hanın daha sessiz, sakin ve müşteri bekleyen katıdır. Adeta tarihsel görevine devam eder gibi! Yani giriş katı günün hareketliliğini, telaşını, bol misafirlerini, yabancı turistlerini ağırlarken, yukarı kat dinlenmek, huzur bulmak isteyenlerin çıkacağı yerdir! Tabii sohbet ettiğim esnaf, bu durumdan hiç de hoşnut değil. Sitemle ''Biz de varız, biz de buradayız, üst kata çıkmayı unutmasın müşteri, hem fiyatlarımız da makul'' diyor dükkan sahipleri !!...
250 aktif dükkanı bulunan Hanın genelinde mistisizm hakim. Tarihe bir yolculuk yapıp, geri dönüyorsunuz sanki ! Günün her saati kalabalık olan Kemeraltı Çarşı'nın içinden geçip girdiğiniz handa dışarıdaki keşmekeşliği bırakıyor ve avluda içtiğiniz fincanda pişen dibek kahvesi ile başlıyorsunuz nostalji keyfine. ''Kimler geldi, kimler geçti acaba bu handan? '' diye düşünürken aklınız gümüş, değerli taşlar, hediyelik eşyalar satan dükkanlarda kalıyor tabii...
Gümüş takılar satan Füsun Takı'nın sahibesi güleryüzlü Füsun Hanım alışveriş yapmasanız bile kahve ikramını sizden esirgemez.
Antika ve eski eşyalara meraklılar için 2.kat tam bir cennettir. Çünkü koridorunda sükunet içinde dolanırken karşınıza harika el işleri, eski kıyafetler veya antika eşyaların sergilendiği camekanlar çıkacaktır. Eski kilim, halı satan dükkanlarda ise günümüzde neredeyse artık göremediğimiz el halılarına rastlarsınız.
RİO antika dükkanında yaptığım keyifli sohbette öğrendim ki birçok değerli parça kendilerine Levanten ailelerden geldiği gibi, hurdacılardan da ulaşıyormuş. '' Ve inanamazsınız, öyle kıymetli parçaları çöp kenarlarına bırakıyorlar ki! '' dediler...
Pamukoğlu Antik Saat'in sahibesi ise geleneksek Anadolu motifli, el işi birçok eşyayı sadece satmadıklarını, aynı zamanda değerlendirdiklerini ve tadilat, tamirat işlerini yaptıklarını da anlattı.
Üst katta bulunan Neyzenler ise handa gerçek mistisizm havası yaşatmakla kalmaz, sizi Tasavvuf yolculuğuna da çıkarır. Hele bir de neyden çıkan tınılara denk gelirseniz, durup da dinlemeden geçemezsiniz...
İşte yolunuz İzmir' e veya Kemeraltı'na düşerse, modern çağın AVM lerinden fırsat bulursanız, Hacı Beşir Ağa'nın Hanı'na mutlaka uğrayın derim. Akın akın gelen yabancı turistlerin ilgi odağı olan bu tarihi alışveriş merkezine iade-i itibarda bulunalım derim...
Keyif Dolu Günleriniz Olsun...
Petek beni bitirdin. Şubat tatiline kadar İzmir özlemiyle yanmaya mahkumum:( Hisar Camii arkasında ficanda Türk kahvesi içersen bir yudum da benim için çeksen olur mu? İzmir'e kocamaaaan selamlar...
YanıtlaSilSevgili cafemola, bundan böyle hiiiççç unutmam, her gittiğimde seni hatırlarım, gel beraber içelim. Teşekkürler keyifli yorumun için...
SilPetekcim, kısmetse okullar şubat tatiline girdiğinde geleceğim tekrar. Bakarsın içeriz bir kahve birlikte:))
SilAa ne güzel olur, ne keyifli olur, tanışmak isterim sizinle...Buyrun gelin.
SilHarika bir yazı olmuş. İzmir'e gidişimde kesin kahve içmek için giderim. Orada içtiğim kahvenin tadı bir başkadır :)
YanıtlaSilBenim gibi nostalji ve tarihi yolculukları seven biri iseniz, mutlaka derim, Yasemin Hanım...Teşekkürler ziyaretiniz için.
Silçok nostaljik bir yermiş, bahsettiğin gibi tıpkı mısır çarşısı, cafe kısmı kapalıçarşıda her gittiğimde mutlaka kahve içtiğim yere benziyor sanki. çok keyif aldım teşekkürler Petekcim. Bu arada daha sık yaz lütfen özlüyorum yazılarını :))
YanıtlaSilCanım, aynı İstanbul Kapalı Çarşı'nın minyatürüdür.Ben de Bursa Kapalı Çarşı'ya aşina biri olarak İzmir'de nefes aldığım, tarihi kokladığım mekandır. Sakızlı kahvesi de meşhurdur. Ayrıca fal bakılan yerleri de !Bayağı meraklısı çoktur ve meşhurdur. Teşekkür ederim, bir gün seni buralarda misafir etmek umuduyla...
SilÇok güzel bir post olmuş,her gittiğimde geziyorum yinede doyamıyorum buraya :)
YanıtlaSilNe güzel, ortak keyif noktalarında buluştum yine sizlerle...Ben de her gittiğimde ayrı bir keyif alıyorum. Teşekkür ederim, Sevil Hanım...
SilHoş olmuş,Hiç aklıma gelmedi ,yukarıya çıkmak.Depo olduğunu düşünmüştüm..Nereden çıkıldığını bile bilmiyorum.Kızlarla alt katta çektiğim bazı fotoğraflar vardı.Yazı başkalaşacak.Öpüyorumm:)
YanıtlaSilEvet,Safiye'cim çoğu kişi bilmiyor. Bu nedenle çok dertliler. Ve ciddi olarak, aşağıdakiler, yukarıdakiler durumu oluşmuş handa ! Eminim çok zevk alırsın sen de, buarm buram nostalji var, hele neyzenlerden gelen ney sesi harika...Teşekkürler ben de öptüm seni...
Silkızlar ağası sevilmez mi :) gümüşçüler, antikacılar... zamanda kaybolup saati unutturan yer :) kahve sonrası fal baktırmanızı da tavsiye ederim :)
YanıtlaSilHaklısınız ben de zamanı unuturum, döner döner yine bakarım. Teşekkürler...
SilOff! Canım nasıl da orada olmak istedi. Ben maalesef göremedim bu güzel hanı.
YanıtlaSilBir gün mutlaka ziyaret edeceğim. O zaman 2.katı unutmayacağım:)
Hemen gelin Sezer Hanım, Mısır Çarşısı'nın miniği de olsa, apayrı bir havası var. Teşekkürler...
Silen kısa zamanda gideceğim. Ne kadar da unutuyoruz böyle yerleri avmlerden fırat kalmıyor. Ben üst katına hiç çıkmadım. Bu gidişimde muhakkak çıkacağım. Paylaşımınız ve hoş anlatımınız için teşekkürler. Sevgiler:))
YanıtlaSil2.katta ayrı bir hava var. Özellikle neyzenlerin odasına bakın derim.Avm ler ayrı ama bu han adeta geçmişimiz...Teşekkürler.
Silne güzel anlatmışsınız. üst katı daha çok severim ben. geçmişe yolculuk edermiş gibi hissediyor insan, bayılıyorum antikacılara :)
YanıtlaSilAynı ben sevgili Çalıkuşu, antikacılar ve 2.kat...Eminim nostaljik herşeyi seversiniz. Teşekkürler...
SilZaten güzel olan bir şehre, ondan daha güzel bir kadının kaleminin açtıgı pencereden bakmak..Sizin sayenizde izmire yeni gelen ogrenciler daha çabuk alışıyor ve seviyor burayı hocam teşekkür ederiz :)
YanıtlaSilSevgili Adsız Öğrencim, nasıl bir dil anlatımı bu böyle ? Teşekkürler.. Ne mutlu eğer İzmir'i sevmeniz de payım varsa...Severek yaşadığın şehir, yaşamı sevdirir...
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBurnumda tütüyorsun İzmir! Uzun bir aradan sonra merhaba!
YanıtlaSilHakikaten merhaba ! HOŞGELDİNNNNN ! NERELERDESİN !!! Blogum da ben de özledik seni ! Eminim İzmir de özledi ! Teşekkürler, Sinem'cim. Keyfin hep yerinde olsun...
Sil