İstanbul'a hangi yakadan girersem gireyim, bütün köşelerini önce teker teker selamlarım, bu kez sabahın ilk saatlerinde Tophane ve Karaköy'e merhaba dedim...
Sonbahar çok yakışmıştı İstanbul'a, sokakları kaplayan çınar yaprakları Tophane'yi tarihsel yolculuğa çıkarmıştı yeniden. Ya da benim gözümden öyleydi, bilmiyorum.
Fransız Geçiti'nde bulunan Bej Kafe'de yaptığım kahvaltı sonrası, Karaköy'ün arka sokaklarına dalmak bana çok keyif verir. Yine daldım, gittim...
Özgün tasarımlar ile dolu butik dükkanlar hemen fotoğraf arşivime girdi, tabii
İstanbul Modern'de aldığım nefes aslında İstanbul ve Sinema Klasiğimiz olan Yeşilçam'ı içime çekmek gibiydi.Harika bir sergi vardı. Yüzyıllık Aşk...
Zeki Müren ve sinema yılları...
Türkan Sultan'ın köşesi...
Yılmaz Güney'in anıları ve kendi yazdığı mektuplarla dolu çelik dolap en ilgimi çeken köşelerden biriydi.
İstanbul'da yaşayan ve instagramda takipte olduğum sevgili İnci Hanım ile Kuruçeşme'de yenilen öğle yemeği uzun saatler süren, sohbet dolu keyif durağımdı...
Keyif Dolu Günleriniz Olsun...
Petek Uluğ
çok keyifli bir gün olmuş,sevindim :)
YanıtlaSilZiyaretiniz için Teşekkür ederim minik mini.
YanıtlaSilO butiklere ben de bayılıyorum Petekcim. Sabah kahvemi içerken yine huzurlu düşler kurdurdun bana şirinem öpüyorum seniiii.
YanıtlaSilBelki de Ankara'da yaşarız bir gün bu düşleri :) :) Teşekkürler...
YanıtlaSil